17 Nisan 2025 tarihli duruşma

Related Case:
Mikail Ekinci Davası
Case Start Date:
14 January 2025
Court Name:
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi
Documents:
Defendants:
Lokman Karakılçık, İlyas Koçaş, Mazlum(Aybars Pusat) İnan
Victims:
Mikail Ekinci

17 Nisan 2025 tarihli duruşma

Deniz Tekin – 17 Nisan 2025

Mahkeme: Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi

Esas No: 2024/331 

Hakkında bir suç şüphesi nedeniyle yakalama kararı bulunan 28 yaşındaki Mikail Ekinci, 1 Nisan 2023 tarihinde Diyarbakır’ın Çermik ilçesine bağlı Aynalı (Bîstîn) Mahallesi’nin Gulabaxça mezrasına düzenlenen baskında polis memuru tarafından silahla vurularak hayatını kaybetti. Olayın ardından gözaltına alınan üç kolluk görevlisi, Ekinci’nin kendilerine “teslim ol” çağrısı yapıldığı sırada silahla karşılık verdiğini öne sürdü.  Ancak Jandarma Genel Komutanlığı Van Jandarma Kriminal Laboratuvar Müdürlüğü, Mikail Ekinci’nin sağ ve sol eli ile yüzünden alınan svap örneklerinde atış artığına rastlanmadığı, olay yerinde bulunan tüm kovanların ise kolluk görevlilerine ait silahlardan atıldığına dair uzmanlık raporu hazırladı. Drone ve zırhlı araçların kamera kayıtlarına ilişkin hazırlanan tutanakta ise Ekinci’nin vurulma anına ait herhangi bir görüntünün bulunmadığı belirtildi. 

Kolluk görevlileri Aybars Pusat(Mazlum) İnan, İlyas Koçtaş ve Lokman Karakılçık hakkında “olası kastla öldürme” suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması, 17 Nisan 2025 tarihinde Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşma Öncesi 

Diyarbakır Adliyesi girişindeki iki ayrı polis arama noktasından geçip, üzerinde Genel Bilgi Toplama (GBT) sorgusu yapıldığına dair kaşeli pusula aldıktan sonra içeri girebildim.  Adliyenin giriş katında bulunan duruşma salonunun yanındaki banklarda, duruşma için geldiğini düşündüğüm kolluk görevlileri oturuyordu. Aynı mahkemede görülen duruşmalar nedeniyle koridor çok yoğundu. Duruşma salonuna giderek, duruşmanın başlayacağı saati beklemeye başladım, bu sırada başka davaların duruşmaları görülüyordu. Mahkeme üyesi bir hakim duruşma sırasında çay içiyordu. Duruşmanın başlamasına kısa bir süre kala katılanlar ve avukatları duruşma salonuna geldi. Mübaşir, yoklama ve kimlik tespiti için tanıkların kimliğini aldı. Duruşma yaklaşık 40 dakikalık gecikmeyle saat 10.40’ta başladı. 

Duruşmaya Katılım

Mikail Ekinci’nin eşi Dilek Ekinci, babası Abdurrahman Ekinci, annesi Hanım Ekinci, kardeşi Hamit Ekinci salondaki yerlerini aldı. Ekinci Ailesi vekilleri Av. Mehdi ÖzdemirAv. Kutbettin OdabaşıAvMehmet Emin Gökdemir salonda hazır bulundu. Sanık Lokman Karakılçık müdafileri Av. İrfan Tokur ve Av. Süleyman Çiçek, Sanık Aybars Pusat İnan müdafi Av. Mesut Fidan, Sanık İlyas Koçaş müdafi AvYusuf Medeni salondaki yerlerini aldı. Sanıklar duruşmaya katılmadı.  

Ekinci ailesinin yakınları duruşmayı izleyici bölümünden izledi.  Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri duruşmayı izleyen tek gazeteciydi. Duruşmayı sivil polisler ile çevik kuvvet polisleri izledi.  Bir önceki ara kararda tanık olarak dinlenilmesine karar verilen R.B. ve E.A. Çermik Asliye Ceza Mahkemesi’nde SEGBİS ile duruşmaya bağlandı.  Tanık Y.D. ise duruşma salonunun önünde bekliyordu. Tanık olarak dinlenilmesine karar verilen B.A. duruşmaya katılmadı. 

Duruşmanın Seyri

Mahkeme Başkanı değişmesine rağmen, heyet değişikliği tutanağa yazılmadı.  Ardından celse arasında dava dosyasına gelen yazıların özetini tutanağa geçirdi. Çermik İlçe Jandarma Komutanlığı gönderdiği cevabi yazıda, olay yerini gören güvenlik kamerası görüntülerine ilişkin olarak H. Y.’ye ait kamera kayıtlarının bulunduğu cihazın teslim alındığını ve çözüm işlemleri için Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı Bilişim Şube Müdürlüğü’ne gönderildiğini bildirdi. Çermik İlçe Jandarma Komutanlığı’ndan mahkemenin istediği uzmanlık raporunun dava dosyasına geldiği tutanağa geçirildi. Tanık B.A.’nın dinlenilmesine ilişkin gönderilen tebligatın mahkemeye iade edildiği, hayatını kaybettiği gün olay yerine giden sağlık görevlilerinin tanık olarak dinlenmeleri için tebligat gönderildiği tutanağa yazıldı. 

Duruşmada ilk olarak söz alan sanık Lokman Karakılçık’ın CMK Atama Sisteminden (OCAS) atanan müdafii Av. Süleyman Çelik, sanığın kendisine özel olarak vekil atadığını belirterek, görevinin sonlandırılmasını talep etti.  Av. Süleyman Çiçek'in görevinin sonlandırıldığına ilişkin ara karar kuruldu. 

‘Başında Bekleyen Bir Kişi Havaya Ateş Etti, Bir Şey Alıp Suyun İçine Attılar’

Devamında tanık ifadelerine geçildi. Çermik Asliye Ceza Mahkemesi’nde SEGBİS ile duruşmaya bağlanan tanık R.B. ifadesinde, olay günü köyde olduğunu söyledi. Motosikletiyle çaya doğru giden Mikail Ekinci’nin peşinden giden kolluk görevlilerinin ateş ettiğini belirterek, “Olay yerine gittiğimde Mikail vurulmuştu, yerde uzanmıştı, başında 3-4 kişi bekliyordu. Oraya vardıktan 5-6 dakika sonra 4-5 kişi daha oraya geldi. Bizim olay yerine gitmemize izin vermedikleri için uzaktan bakıyorduk.  Yaklaşık 500-600 metre mesafe vardı. Yaralı olup olmadığını göremedim. Başında bekleyen bir kişi havaya 1 el ateş açtı. Yerden bir şey aldılar suyun içine attılar, su sıçradı. Ne atıldığını bilmiyorum. Ateş edeni tam olarak görmedim. Benim bilgim görgüm bundan ibarettir” diye belirtti.  Av. Mehdi Özdemir’in ateş eden kişiyi görüp görmediğine ilişkin soruya tanık R.B., ateş eden kişilerin yüzü maske ile kapalı olduğu için tanıyamacağınıifade etti. 

Çermik Asliye Ceza Mahkemesi’nde SEGBİS ile duruşmaya bağlanan tanık E.A., köyde hayvancılık yaptığını söyleyen E.A, üzerinden uzun süre geçtiği olay günü yaşananları hatırlamadığını ancak soruşturma aşamasında verdiği ifadenin doğru olduğunu söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı soruşturma aşamasında verdiği ifadeyi okuyarak, Ekinci’nin kaçma anını görüp görmediğini sordu. Tanık E.A. “Bir kişi 50 metre önde diğerleri arkada koşuyordu, ‘dur’ diye bağırıyordu. Kamuflajlıydılar, silah sıkılıyordu, sonradan olayı anladım, bilgim görgüm bundan ibarettir” dedi. 

‘Olay Yerine Gittiğimizde Birkaç El Silah Sesi Geldi’

Mahkeme huzurunda tanık olarak dinlenen ambulans şoförü Y.D., “Olay günü bize ‘Ateşli yaralanma var’ diye telefon geldi.  Olay yerine gittik. Köyün girişinde askerler vardı, bizi yönlendirdiler. Ambulans ile bir yere kadar gittik, ondan sonra yol çamurluydu. Ambulans gitmiyordu. Yürüyerek olay yerine gidecektik. Oradan da olay yeri görünmüyordu. Arkadaşlar çantalarını aldığı sırada, birkaç el ateş sesi geldi. Ondan sonra bizim arkadaşlar direk, 112’yi aradılar, ‘Olay yeri güvenli değil, hala orada çatışma var herhalde’ diye. Sonra bizim arkadaşlar 15-20 dakika orada beklediler. Bizi beklettiler yani, bırakmadılar. İki sağlıkçı arkadaş yürüyerek olay yerine gittiler, ben de o sıra ambulansın başında durdum. Onun dışında bir şey görmedim” dedi. tanık ifadesinin devamında “Arkadaşlar ceset torbası istediler, yüzleri kapalı şahıslar gitmeme izin vermediler. Polis veya asker olduklarını düşündüm, ‘giremezsin’ dediler. Ekip arkadaşlarımı aradım, ‘beni bırakmıyorlar’ dedim. Vurulan kişiyi ambulansa getirdiklerinde ceset torbası içinde miydi yoksa brandaya mı sarılıydı onu tam anımsayamadım” diye belirtti. 

‘350 Kişi İçinde Bir Adam Nasıl Kaçacak?’

Tanık ifadeleri ardından sırayla söz alan katılan Hamit EkinciDilek Ekinci ve Hanım Ekinci, tanık beyanlarında yer alan aleyhteki hususları kabul etmediklerini söyleyerek, şikayetlerinin devam ettiğini, sanıkların cezalandırılmasını talep ettiğini söyledi. Katılan Abdurrahman Ekinci ise “Olay sırasında helikopter ne için oraya geldi? Helikopter olay gerçekleştikten yaklaşık 10 dakika sonra geldi. Çocuk kaçıyor, arkadan tek kurşunla öldürüyorlar. Oraya 350 kişi gelmiş. 350 kişi içinde bir adam nasıl kaçacak?” diye sordu. Ancak katılan Ekinci’nin bu sözleri tutanağa geçirilmedi.  

‘Sanıklar, Kullanılmamış Silahı Kullanılmış Gibi Göstermişlerdir’

Katılan vekillerinden Av. Kutbettin Odabaşı sanıkların üzerlerine atılı suçu bilerek ve isteyerek işlediklerini vurgulayarak, “Sanıklar suçun delillerini de karartmışlardır. Kullanılmamış silahı kullanmış gibi göstermişlerdir. Dosyada istenilen delillerin erişimi zorlaştırılmıştır, suçun sabit olduğu bizce ortadadır, bu nedenle sanıkların tutuklu yargılanmalarını talep ederiz” dedi.  Odabaşı, olay yerine giden 2 sağlık görevlisinin tanık olarak dinlenilmesi talebini yeniledi. 

‘Drone Görüntüleri Gizlenmektedir Ya Da Müdahale Edilip Silinmiştir’

Katılan vekillerinden Av. Şeyhmus Şat, drone görüntülerinde bir şaibe olduğunun açık olduğunu vurgulayarak, “Çekim yapan 2 drone olmasına rağmen tam vurulma anında droneların pilinin bitmesi bizce mümkün değildir. Deliller karartılmaya çalışılmaktadır, drone inerken de çekim yapmıştır. Bizce bu anlara ilişkin görüntüler bizden gizlenmektedir ya da müdahale edilip silinmiştir. Bunların ortaya çıkarılması gerekmektedir. Maktulün silahından ateş edilmemiştir, mermileri durmaktadır. Svap izleri çıkmamıştır. Müvekkil hem motosiklet kullanıp hem de eline 2 silah alamaz. Sanıklar delil üretmeye ve suçtan kurtulmaya çalışmaktadırlar” dedi. Burada araya giren Mahkeme Başkanı, “Olaya hakimim, gözden kaçan bir şey varsa söyleyin” dedi. Savunmasına kaldığı yerden devam Av. Şat, “Olay yerinde üçüncü, dördüncü gün de bulunduğu iddia edilen bir tabanca var. Bunun Mikail Ekinci’ye ait olduğu iddia ediliyor. Müvekkilim 2 tabanca taşıyacak, bir de motor kullanacak. Bu da delil oluşturmaya yöneliktir. İsteseler o mesafeden ayaklarına vurabilirlerdi” diyerek, suçu sabit olan sanıkların tutuklanmasını istedi.  

‘İnsansız Hava Araçlarının Pilinin Bitmesi Hususu Şaibelidir’

Katılan vekillerinden Av. Mehdi Özdemir, “İnsansız hava araçları ile alınan görüntülerin çıkarılması ve pilinin bitmesi hususu bizce şaibelidir” dedi. Özdemir, drone görüntülerinde kesme, silme yapılıp yapılmadığı konusunda rapor aldırılması için Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’ndan (TÜBİTAK) bilimsel görüş alınmasını talep etti. Mahkeme Başkanı, “Emniyet incelenmesi için göndermiş bir yere, oradan geldikten sonra o hususta karar veririz” dedi. Savunmasına kaldığı yerden devam eden Özdemir, maktule ait olduğu iddia edilen silahın olay yerinde yapılan beşinci aramada suyun içerisinde bulunduğunu anımsatarak, “Burada olay manipüle ediliyor. Celse arasında gelen tutanakta silah üzerinde tozlama yöntemiyle parmak izinin bulunmadığı belirtilmiş.  O silahın müvekkile ait olup olmadığına dair de araştırma yapılabilir, delil incelemesi yapılabilir” dedi. Özdemir, olay yerinde yapılan beşinci aramada yer alan Jandarma görevlilerinin tanık olarak dinlenilmesini talep etti. 

Katılan Vekillerinin Beyanları Tutanağa Geçirilmedi

Katılan vekillerinden Av. Mehmet Emin Gökdemir, olay günü kolluk görevlilerinin aileyi tehdit ederek, işkence yapıldığını söylediği sırada sözünü kesen Mahkeme Başkanı, “Şu aşamada dosyaya katkı sağlayabilecek deliller üzerinden konuşalım” uyarısında bulundu. Gökdemir “Silahta parmak izi yok, ateş yok. Arkadan vurulma durumu var. Sanıkların tutuklanmaları talebinde bulunuyoruz” dedi. Mahkeme Başkanı Av. Özdemir ve Gökdemir’in beyanlarının önemli bir kısmını tutanağa geçirmedi. 

Sanık Lokman Karakılçık müdafi Av. İrfan Tokur, tanık beyanlarında yer alan aleyhteki hususları kabul etmediğini, daha önce yaptıkları savunmaları tekrar ettiğini söyleyerek, müvekkili hakkındaki tutuklama taleplerinin reddedilmesini, beraat kararı verilmesini talep etti. Müşteki avukatlarının beyanlarını kabul etmediklerini söyleyen Tokur’un sözünü kesen Mahkeme Başkanı “Dosyada sabit olan şeylere girmeyin” uyarısında bulundu. Sanık Aybars Pusat İnan müdafi Av. Mesut Fidan, tanık beyanlarında yer alan aleyhteki hususları kabul etmediklerini ifade ederek, tutuklama talebinin reddedilmesini, müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini istedi. Son olarak savunma yapan sanık İlyas Koçaş müdafi Av. Yusuf Medeni İHA Büro Amirliğinin mahkemeye gönderdiği cevabi yazıda olay sırasında drone şarjı bittiği için 4 defa yere inmek zorunda kaldığını, bunun göz önüne alınması gerektiğini ileri sürdü.  Maktule ait olduğu iddia edilen silahın polis ve jandarmanın yaptığı ortak arama sonucunda bulunduğunu hatırlattı. 

İddia makamı mütalaasında, tanıklar D.D. ile Tanık B.A.'nın dinlenmeleri için gerekli işlemlerin yapılmasını talep etti. 

Ara Kararlar

Yaklaşık 40 dakika süren duruşmaya ara verildi. Ara kararlar ise şöyle;

  1. Tanık D.D’nin ve B.A’nın beyanlarının alınması için gerekli işlemlerin yapılmasına,
  2. Olay yerini gören ve H.Y.'den temin edilen kamera görüntülerinin akıbeti hususunda Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı Bilişim Şubesine müzekkere yazılmasına,
  3. Sanıkların tutuklanmalarına ilişkin taleplerin bu aşamada reddine,
  4. İdari tahkikat dosyasının bir suretinin gönderilmesinin istenmesine karar verildi. 

Bir sonraki duruşma 30 Eylül 2025 günü saat 09:10’da görülecek.